eşkiya
Where the wild things are
Napoleon Dynamite
Jared ve Jerusha Hesse çiftinin yazdığı film. Daha önce jeneriğini görüp bayılmıştım ama izleyene kadar yıllar geçti. Çoğu filmde nerd lan bu, ahaha losera bak diye eziklenen anti-kahramanlar olur ya bu filmde onlardan biri kahraman. Onun hikayesini izliyoruz, en çok ona yakın hissediyoruz. Gerçi diğer karakterler de bence efsane. Hepsi ayrı ayrı inceleme altına alınmalı izlerken. Pedro Sanchez, Rico amca, Kip, büyükanne, bahçede yaşayan lama... İnsanın ömrüne ömür katar öyle bir aile =) Film bitince hooop diye kapamayın bekleyin sonuna kadar. Creditsten sonra devam ediyor zira...
Radio Days
1987 yapımı Woody Allen filmi. Radyonun kitle iletişim aracı olarak günlük hayatta önemli rol oynadığı 40lar, Allen'in çocukluğu. Film boyunca oyunculardan birinin sesine kafayı taktım bunu nerden tanıyorum diye. Hayır İngilizce konuşan kaç tane tanıdığım var ya da deli gibi izleyip sesine alıştığım kaç dizi, film oyuncusu var ne alaka bu kadın diye düşünürken filmi bitirdim. Sonra Marge Simpson'ı seslendiren kadın olduğunu öğrendim ekşiden... Evet tekrar izleyeceğim =)
İspanyol Pansiyonu
Les Poupees Russes isimli bir Klapisch filminin bu
filmin devam niteliğinde olduğu.
Pera Müzesi
Ücretsiz: Engelliler ve her engelliye refakat eden bir kişi, 12 yaş ve altı çocuklar Genç Çarşamba: Her Çarşamba Pera Müzesi öğrencilere ücretsiz. Ziyaret SaatleriArkadaşlar Pera Müzesi giriş ücretleri şu şekilde
Grup: 5 TL (10 kişi ve üstü) İndirimli: 3 TL (12 yaş üstü öğrenciler, öğretim görevlileri, 60 yaş ve üstü)
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi günleri kapalıdır.
Botero canımın içi...
7 Çarşamba 19:00 / 9 Cuma 19:00 / 10 Cumartesi 15:00 /11 Pazar 15:00
14 Çarşamba 19:00 / 16 Cuma 19:00 / 17 Cumartesi 15:00 / 18 Pazar 15:00
Sergi sirk, boğa güreşi, Latin Amerika yaşamı, Latin Amerika halkı, ölüdoğa ve sanat tarihinin ustalarından uyarlanan eserlerle 6 bölümden oluşuyor.
Ayrıca Pera Müzesi'nin bir diğer hoşluğu Pera Cafe'de "Kolombiya Mutfağından" isimli bir mönü hazırlamış olması. Tabi bu mönünün sergi kapsamında hazırlandığı ve 18 Temmuz tarihine kadar geçerli olduğu gibi bir nokta da var.
Biraz da Botero'nun yaşamından bahsetmek istiyorum. Kolombiyalı sanatçı 4 yaşındayken babasını kaybeder ve fakirlik içerisinde büyür. Kendisini de zaten 'en dibi zaten görmüş biriyim' şeklinde tanımlar. Kafasını boğa güreşleriyle bozmuş olan dayısının ısrarlarıyla 12 yaşında Boğa Güreşleri Okulu'na başlar fakat boğayla göz göze geldikleri anda o kadar yürekli olmadığını anlar. Ama boğa güreşine olan tutkusu bitmez ve eline ne zaman kağıt kalem geçse boğa ve matador çizimleri yapmaya devam eder. Büyüdüğü şehir tutucu ve sanatla uzaktan yakından alakası olmayan bir şehirmiş ve Botero ilk gerçek resmi 19 yaşında bir müzede görmüş. Picasso hakkında yazdığı bir yazı sebebiyle de üniversiteden atılmış.
Dancer in the dark
Laes von Trier'in müzikali. Björk'ün canlandırdığı Selma karakterinin hayal müzikali. Bir fabrikada çalışan, oğluyla karavanda kalan, kör olmak üzere olan, ek işlerle biraz daha fazla kazanmaya çalışan, deli gibi para biriktiren ve oğlunun ihtiyacı olacağı ameliyat için para denkleştirmek için didinen, sonrasında uğradığı iftira, parasını kaptırmamak uğruna işlenen cinayet, hapishane, hücre ve darağacı. Kısacası ömür törpüsü... Hayatta, gerçekten kaşındığım anlarda, kendi kendime mutsuzluklar çıkardığımda, izleyebileceğim bir film. Yazacak ne kadar az şey ve düşünecek ne kadar çok şey var...
The Cat Returns
Kiki's delivery service
1989 yapımı bir Miyazaki filmi. 13 yaşına gelen Kiki cadılık eğitiminin bir parçası olan kendi ayakları üzerinde durma hadisesi sebebiyle evinden ve ailesinden ayrılarak bilmediği bir şehire gitmeye karar verir. Ailesi de cadı olduğundan makul olan bu kararı uygulamak için Kiki sadece kedisi ve babasından aldığı radyo ile evinden ayrılır. Yerleştiği şehirde hiç cadı yoktur ve Kiki çalışacak bir fırın bulur ve üst katta kalabileceği bir odaya da kavuşmuş olur. Kendi işini kurması biraz tesadüfen de olsa kuryelik Kiki'nin hem zorlanmadan yapabileceği hem başarılı olabileceği tek iştir sonuçta. Yeni arkadaşları, kedisinin başka bir kediye aşık olması, Kiki'yi kahramanlık mertebesine yükseltecek bir kaza, Kiki'nin korkuları ve karşılaştığı engelleri aşması gibi bir çok yeni şey Kiki'nin hayatındaki değişikliklerdir.
New York I love you
New York'ta olan ama bitmeyen 15 hikaye daha doğrusu hikayecik ya da kocaman hikayelerin ufak kesitleri... 15 yönetmenin ortak çalışması. Benim için en önemli özelliği Uğur Yücel'i bu kadar sevip neden bütün filmlerini izlemediğimi düşündürtmesi ve harekete geçirmesi. Birbiri içerisine girmiş öyküler, kesişen yollar, farklı hayatların ortak paydaları gibi düz bir mantıkla olacakları bekledim ama tam olarak böyle olmadı. Peşpeşe sıralanmış hikayeler gibiydi ama birkaç tanesi bölünerek diğerlerinin aralarında kurgulanmıştı. Bazı hikayelerdeki insanlar karşılaştı diğerleri kendi anlatıları içerisinde kaldı. Bazılarını tekrar görmeyi umdum, bazılarında bu olay burda kalsın dedim. Anlayamadığım, anlamak için kafa yormayıp nasıl olsa bir yerlerde ben bunu çözerim diye düşünüp diğer hikayelere daldığım için bazı yerler bende kayıp açıkcası. Bir hikayede durgunluk yetiyorken ve verdiği his daha önemliyken bir başkasında ufak bir çarpışmanın ardından arka arkaya gelen detaylar daha dikkatli izlenmesi gereken bir hikayeyle başbaşa olduğumuzun sinyallerini veriyordu. Sakin kafa, sağlam bir dikkatle bu film de tekrar izleneceklerin arasında yerini aldı...
raging bull
freaks
kırık kucaklaşmalar
Los Abrazos Rotos, Pedro Almodovar'ın son filmi. Kırık kucaklaşmalar olarak çevrilen bu film, yine hem renkleriyle hem müzikleriyle çok sevdiğim bir Almodovar filmi oldu.
9.99
Stop motion işler büyük bir emek ve zaman gerektirdiğinden bence çok kıymetlidir.
Gadjo dilo
Tony Gatlif'in çingenelerin yaşamını konu alan filmlerinden biri... Kendisi de bir çingene olan Cezayir asıllı Gatlif hem yazmış hem yönetmiş.
Roman Holiday
Roman Holiday filmi 1953 yapımı siyah-beyaz bir film ve tüm zamanların en romantik 20 filmi arasında diye duymuştum. Bunun doğrulunu araştırırken IMDB'de en iyi romantik filmler arasında göremedim ama ilginç bir bilgiye ulaştım. Şimdi şöyle bir durum var ilk 50'de, 8.4 oy oranıyla 13. sırada Kibar Feyzo var. Eternal Sunshine of Spotless Mind'ın hemen altında. En yakın zamanda izlemem lazım çünkü senelerdir izlemediğim bir film bu ve hiç hatırlamıyorum. Roman Holiday'e dönecek olursak film Audrey Hepburn'e ilk Oscar'ının kazandırmasının dışında onun ilk ciddi rolüdür.
Adaptation
Being John Malkovic filminde olduğu gibi Adaptation'ın da senaryosunu Charlie Kaufman yazmış,Spike Jonze yönetmiş. Ben iki oturumda izleyebildim ama beğendim de=)Benim için akıcı bir film değildi ama sıkıldığım noktalarda ya beni derin düşüncelere iten bir sözle ya da hızlanan bir tempoyla geri çekti. Tutkular ve vazgeçişler, bol çabayla kazanılan zaferler, sanılanla yaşananların çok da örtüşmemesi, yaratma sürecinde çekilen kahırlar...
Mükemmel bir gün
Listede olmayan bir film bu. Pazar günü hem kötü havanın bozduğu moralimi biraz düzeltir hem de annem de sever diye düşünerek izlemek istedim. Ferzan Özpetek filmi olduğu için yine Sezen Aksu çalıyor (tıpkı Fatih Akın filmleri gibi) ve yine Serra Yılmaz çok ufak bir rolle, dondurmacı olarak karşımıza çıkıyor. Film boşanmış bir çiftin son 24 saatini konu alıyor. Eski karısına hala aşık olan ve çocuklarla beraber eve dönmesini isteyen bir adam, mutsuz ve umutsuz hayatlar, kadının ayakta durma çabası... Adına aldanıp öyle gökkuşakları, kalpler, neşeli danslar falan beklemedim, bir sürpriz olacağı belliydi ama tam bir dram bu. Filmin müzikleri yine çok güzel...
Man on the moon
Jim Carrey'nin abartılı oyunculuğu rolü gereği de olsa beni hep iter ve içimden hiç izlemek gelmezdi. Gerçi Eternal sunshine of the spotless mind'da bu önyargımı kırmış olsam da yine bir komedi, yine tonla atraksiyon durumu var bu filmde de sanmıştım. Andy Kaufman'ın hayatını canlandırdığı filmde müziklerin tamamı REM'e aitmiş. Ve Man on the moon finale saklanmış, iyi de olmuş. Filmde şaşırdığım nokta ise Courtney Love oldu.
Amadeus
Milos Forman'ın yönetmenliğini yaptığı Amadeus
Twin Peaks : Fire Walk With Me
Twin Peaks : Fire Walk With Me